Mimar ve Sanat Tarihçisi Ali Artun’un kaleme aldığı Hayalperest Mimarlık/Özgür Aletlerin Mimarlığı, aynı isimle düzenlenen serginin fikrini bir bütün olarak sunan bir mimarlık kitabı. Şakül, makas, mengene, pergel, kum saati, kasnak gibi aletlerin birer sanat eserine dönüşmesiyle özgürleştiği fikri üzerine bina edilen kitap, hayal gücünün sınırsızlığına ve olasılıkların sonsuzluğuna vurgu yapıyor.
Ali Artun kitabın ana fikrini şöyle anlatıyor: “Bu kitap bir mimarlık kitabı. İşlevlerinden arınarak özgürleşen aletlerin yarattığı bir dizi mimarlık eserini ve onların arkasındaki “hayalperest mimarlık” geleneğinin, özerklik geleneğinin tarihine ilişkin bir panoramayı içeriyor. Kitabın büyük bölümü fotoğraflardan oluşuyor. Bu fotoğraflar aslında mimarlığı göstermiyor. Mimarlığın okunduğu ve mimarlıkla bütünleşen bir kod, birtakım hiyeroglifler oluşturuyor.”
Aletlerin işlevlerinden arındıklarında estetik unsurlara dönüştüğünü vurgulayan Artun, şöyle devam ediyor: “ Aletler, alet olmayı terk ettiklerinde güzelleşirler. İşlevlerinden arınarak özerkleştiklerinde mimarlığın değil estetiğin aleti olurlar. Ve işte o zaman, kendi mimarlıklarını yaratırlar. Ölçmekten biçmekten, hesap kitaptan, vurmaktan kırmaktan soyunup şiirselleşirler. Aklın âleminden, hayal âlemine göçerler. İnşaat işinin araç gereçleriyken, mimarlık oyununun oyuncaklarına dönüşürler. Şaküller dikliği ölçmez, tam aksine havalarda uçuştukları bir ‘galaksi’ oluştururlar. Cetveller kendi aralarında karnavallar düzenlerler. Mengeneler sadece kendi kendilerini sıkıştırarak bir saray inşa ederler. Kum saatleri zamanı göstermez, tam tersine zamansızlığı gösterir; zamanın her yöne akabileceği bir konstelasyon yaratırlar; pergeller, çizdikleri formları bileştiren bir arkitektoniğe dönüşmüşlerdir.”