Sanata Dair

Sanatın tarihsel gelişimi ile bireysel ve toplumsal alanları üzerine kaleme alınan “Sanatın İcadı” ve “İlkel Sanat”, sanatın doğuşunu, ilkel sanatın temel niteliklerini ve Batı toplumlarının sanat tarihini kendi sanat yapıtlarının tarihi olarak ele alışını sorguluyor.

ABD’li düşünür ve akademisyen Lary Shiner tarafından kaleme alınan Sanatın İcadı, modernliğin yerleşik kurumlarından biri olan sanatın soy kütüğünü çıkaran, sanat ve etrafında kurulu tüm kavramlar sistemini yapısöküme uğratan bir kitap.

Yaşadığımız toplumun hiçbir kurumunun kendinden menkul yapılar olmadığı fikri üzerinden sanatın tarihini ele alan Shiner, sanat tarihini sanat yapıtlarının tarihi olarak ele alan ve Batı dışı kültürleri de Batılı kategori olan gören yaklaşımı sorguluyor. Shiner kitabında, sanat kavramlarının çoğunun baştan aşağı ırkçılık, cinsiyetçilik, Avrupa merkezcilik, sömürgecilik ve sınıfsal ayrımcılıktan beslendiğini; el emeği üzerinden kurulan “usta ve ustalık” kavramının gittikçe gözden düşürülerek; yerine eserinin bağımsızlık halesini korumak adına hayattan kopmuş “sanatçı ve sanat” kavramının yüceltilmesinin ve estetik değerin her şeyin önüne geçmesinin hikayesini anlatıyor.

Her kesimden okurun zevkle okuyacağı, alışılmadık bir sanat kitabı olan Sanatın Tarihi, yalnızca sanatseverlere değil, modern toplumun kurulma süreçlerini ve çağdaş düşüncenin hayatı yorumlama gücünün kat ettiği mesafeyi merak edenlere göre bir kitap.

Modern antropolojinin kurucusu kabul edilen Franz Boas’ın İlkel Sanat eseri ise ilkel sanatın temel özelliklerinin analizini yapıyor. İnsanlık mağara duvarlarına ellerinin siluetlerini ve av sahnelerini resmettiği ilk andan itibaren çevresini ve sahip oldukları şeyleri güzelleştirmek için çaba harcıyor. Dolayısıyla uygar toplumumuzda olduğu gibi ilkel insanların da güzele yönelik bir beğeni duyuyor.

Boas’a göre, ilkel insanlarla beraber yaşayan birisi, ilkel toplum içindeki her bir kişinin, bizim olduğumuz kadar birey olduğunu görecektir. Dolayısıyla başka bir kültürü tanıyabilmek için onlara kendi kategorilerimizi dayatmamamız gerekiyor. Franz Boas çalışmasında, kültürel görelilik üzerine düşünülmesi gereken tespitler ortaya koyuyor.