Şehir tarihinin önemi, dünya nüfusunun büyük çoğunluğunun şehirlere taşınmasıyla epeyce arttı. Bu yoğun hareketle birlikte, eşitsizlikler ve diğer sorunlar aynı hızla büyüdü.
Öte yanda şehirlerin, uluslararası karşılaştırmalarını yapmanın önemi ve zorlukları (şehir tarihinin lojistik ve tarihsel/kültürel geleneklerinden ötürü) ulusal bir ölçme ve değerlendirme açısından verimli oluyor. Ancak uluslararası ve ulus aşırı karşılaştırma güdüsü, özellikle Latin Amerika ve Hindistan alt kıtasından Çin ve Orta Doğu’ya kadar gelişmekte olan dünyadaki hızla büyüyen mega kentler ve mega bölgelerle gelişmiş dünyadaki iyi yapılandırılmış ve bütünlüklü şehirler arasında daha belirgin.
Bu türden kıtalar arası bir araştırma hem bu mega kentlerde hem de gelişmiş dünyada yaşayanlara maddesel olarak fayda sağlayabilecek daha geniş bir sosyo-politik alışveriş içinde konumlandırma imkânı sağlıyor.
Gökçe Metin’in çevirisiyle yayınlanan Shane Ewen’in Şehir Tarihi Nedir?, değerli dersler sunuyor. Şehir kapitalizminin büyük eşitsizliklerinin adil biçimde çözümlenebilmesine; piyasanın aşırılıklarına kapılması durumunda yaşanan hızlı şehirleşmenin ortaya çıkardığı çevresel tehlikelerin tespit edilerek en aza indirgenmesine ve şehirlerin yaşamak, çalışmak ya da seyahat etmek için cazip yerlere dönüştürülmesinde kültür, doğa ve planlamanın önemine ilişkin olarak önemli veriler aktarıyor.